≡ Birlikte Olsalardı Mükemmel Bir Çift Olacağını Düşündüğümüz Dizi İkilileri 》 Her Beauty

Birlikte Olsalardı Mükemmel Bir Çift Olacağını Düşündüğümüz Dizi İkilileri

Advertisements

Kıymetli okuyucularımız, kısa bir aradan sonra yeniden buluşmanın mutluluğuyla başlayalım bu sefer makalemize. Kelimelerimizi, bizi özleyen ve hikâyelerimizi paylaşmayı seven sizlerle yeniden buluşturmanın heyecanı içindeyiz. Bu defa, aşkın her hâline, dizilerde ve filmlerde yarım kalmış aşklara birlikte bakacağız. Kimi aşklar zamanın ruhuyla başlar, belki bir bakışla, bir kelimeyle, belki de yanlış bir anda. Bilimkurgu ya da fantastik dizilerde, yıldızların arasında olsalar da birbirine ulaşamayan kalpler bol miktarda bulunmakta. Onları izlerken içimizde tanıdık bir sızı belirmez mi ve şöyle demez miyiz: “Eğer biraz daha erken, biraz daha cesur olsalardı?” İşte bu yazımız tam olarak bu aşkların üzerine kurulu. Birbirine yaklaşan ama asla tam dokunamayan çiftlerin ve kim bilir belki de bizim, belki de sizin yarım kalmış hatıralarımızın bir yankısı. Sizler için en özel çiftleri derlediğimiz yazımıza, sizler de hazırsanız başlayalım.

Clark Kent & Chloe Sullivan – Smallville

Clark ve Chloe, Smallville’in en sessiz trajedisiydi. Chloe, Superman’imizin sırrını bilen, inanan ve her defasında yanında duran kişiydi. Fakat Clark, ona hep dost gözüyle baktı, belki de Chloe’nin onu kahraman değil, insan olarak sevmesi fazla gerçekti. Üstelik kader ağlarını çoktan örmüştü, çünkü Clark’ın yolu Lois Lane’e çıkacaktı. Böylece Chloe’nin aşkı doğmadan bitti. Eğer Clark bir gün Süpermen değil de, sadece Clark olabilseydi, Chloe’nin zekâsı ve cesareti, onun idealizmini dengeleyebilirdi. İkisi birlikte, dünyayı değil ama birbirlerini kurtarabilirlerdi. Fakat bazı aşklar, yaşanmadıkları için hatırlanır, tıpkı Chloe için Clark Kent’e duyulan aşk gibi.

Henry Mills & Drizella – Once Upon a Time

Henry ve Drizella, aynı masalın iki farklı sayfasında doğmuş gibiler. Henry umutla, inançla yaşayan bir kahramanken, Drizella ise sevgisizliğin içinden doğan bir karanlık gibi. Onları bir araya getiren kader değil, yalnızlıktı, fakat o bile uzun sürmedi. Eğer Henry, Drizella’nın içindeki kırık kalbi görebilseydi, belki o karanlık da bir peri masalına dönüşebilirdi. Drizella ise Henry’nin saf inancında kendine bir kurtuluş bulabilirdi. Ama bu masalda, aşk bile sihri bozamazdı, çünkü bazı lanetler, kalpte saklı kalmak içindi.

Allison Argent & Scott McCall – Teen Wolf

Allison ve Scott, birbirine zıt iki dünyanın varisleriydi ve biri avcıların soyundan, diğeri canavarların lanetinden vücut bulmuştu. Aşkları saf, korkusuzdu, ama etraflarındaki dünya bu kadar saf olmayı çoktan unutmuştu. Her savaşta biraz daha büyüdüler, ama büyüdükçe de bir o kadar birbirlerinden uzaklaştılar. Kaçınılmaz sonda ise Allison’un kaderi bir kurşunla mühürlendi, böylece aşkları yarım kaldı, ama o hâliyle efsaneye dönüştü. Eğer kader bir kez olsun merhamet etseydi, Scott’ın insanlığı ve Allison’un cesareti Beacon Hills’i barışa taşıyabilirdi. Fakat bazı aşklar mutlu sonla değil, olamayışlarıyla efsaneye dönüşürler, tıpkı tarihin tozlu sayfalarındaki yüzlerce diğeri gibi.

Malcolm Reynolds & Inara Serra – Firefly

Malcolm ve Inara, aynı gemide seyahat eden ama farklı pusulalarla başka ufuklara yelken açan iki ruhtu. Malcolm, savaşın küllerinden doğmuş bir asiyken, Inara ise zarafetle örülmüş bir zırhın içindeki kadındı. Her kelimeleri onları bir adım daha birbirlerine yaklaştırırken, her susuşları iki adım uzaklaştırıyordu. Eğer gurur, korku ve geçmişin izleri aralarından çekilseydi, Serenity’nin o soğuk metal koridorları bile ısınırdı. Ama Firefly evreninde aşk, her zaman yarım kalırdı, çünkü bazı bağlar, konuşulmadıklarında sürece en gerçek hâline ulaşırdı.

Loading...

Eric Northman & Sookie Stackhouse – True Blood

Eric ve Sookie’nin arasında aşk değil, doğanın kendisiyle savaş vardı. Eric’in ölümsüzlüğü, Sookie’nin insanlığıyla çatışma hâlindeydi. Birbirlerine doğru bir çekim yok değildi, ama every dokunuşları hem arzuyu hem tehlikeyi beraberinde getiriyordu. Sookie’nin kalbi sevgiyle doluydu, Eric’in kalbi ise asırlık yalnızlıkla. Eğer zaman, türler ve lanetler aradan çekilmeyi başarsaydı, Eric’in soğuk ölümsüzlüğü Sookie’nin sıcak kalbinde hayat bulabilirdi. Ama True Blood bize şunu hatırlatmak istedi: bazı aşklar sonsuz değildir, çünkü sonsuzluk bile onları taşımaya yetmezdi.

Buffy Summers & Spike – Buffy the Vampire Slayer

Buffy ve Spike, aşkın en tehlikeli biçiminde buluştular, yani birbirlerinin en karanlık hâllerine âşık oldular. Buffy, Spike’ın içinde hâlâ bir insan kırıntısı ararken, Spike ise onun sevgisinde bir kurtuluş umudunun peşinden koşuşturup durdu. Ama bu aşk, iki yaralı ruhun birbirini kanatmasından ibaretti. Eğer Spike’ın sevgisi lanetten değil, özgür iradeden doğsaydı, öte yandan Buffy korkusuzca sevmeyi seçebilseydi, belki ikisi birlikte, ölümle hayatın sınırında yeni bir denge kurabilirlerdi. Ama onlarınki, kavuşmanın değil, dönüşümün masalı olarak kaldı.

Klaus Mikaelson & Caroline Forbes – The Vampire Diaries

Klaus ve Caroline, birbirlerinin eksik aynalarıydı. Klaus, karanlığa hükmederken, Caroline hep ışığa koştu. Klaus için aşk sahip olmak demekti, Caroline içinse anlamak. İkisi de kendi doğalarına sadıktı, ama bu sadakat onları aynı yolda yürümeyecek iki gurur ve kibir abidesine dönüştürmüştü. Eğer Caroline, Klaus’un karanlığında bir denge bulabilseydi; eğer Klaus, onun ışığını kırmadan sevmeyi öğrenebilseydi, belki de ölümsüzlük ilk kez huzurlu olurdu. Ama onların hikâyesi hep aynı yerde bitti, yani belki bir gün cümlesinin sonuna konulan noktada.

Hürrem Sultan & Kanuni Sultan Süleyman – Muhteşem Yüzyıl

Listemizin son başlıklarını efsanevi Türk yapımlarına ayırırken, Hürrem ve Süleyman’ın aşkından bahsetmeden geçemezdik. Hürrem ve Süleyman, evet, birlikteydi, ama hiçbir zaman tam olarak beraber olamadılar. Zira aşklarını tahtla, devletle, tarih denen üçüncü bir karakterle paylaşıyorlardı. Her yakınlaşmaları biraz daha uzaklaşmayla sonuçlandı. Onların aşkı, sarayın taş duvarlarında yankılanan bir efsaneye dönüştü. Eğer taç biraz daha hafif, dünya biraz daha küçük olsaydı; Hürrem yalnızca bir kadın, Süleyman yalnızca bir adam olabilirdi. Ama tarih, aşkı değil, mirası yazar. Bu yüzden Hürrem ve Süleyman, birbirlerini gerçekten sevmiş ama asla tamamlayamamış iki ölümsüz kaldı.

Seyran & Ferit – Yalı Çapkını

Seyran ve Ferit’in hikâyesi bir aşk değil, bir hayatta kalma savaşıydı. Ferit’in zenginliğinin ardındaki boşlukla, Seyran’ın gururunun ardındaki korku aynı sofrada buluştu, ama aynı dili konuşamadı. Birbirlerini sevdiler, ama aynı zamanda dönüştürmek istediler. Eğer Ferit büyümeyi, Seyran affetmeyi başarabilseydi; geçmişin zincirleri biraz gevşeseydi, onlar birbirlerinin limanı olabilirdi. Ama Yalı Çapkını bize bir gerçeği fısıldadı: bazen aşk, aynı gemide olmak değil, aynı fırtınaya dayanabilmekti.

Bu hikâyelerdeki aşklar, kavuşamamanın acısıyla ölümsüzleşti. Ama sizinki öyle olmasın. Kalbiniz birine ısınıyorsa, araya evrenler değil, sadece cesur bir adım girsin. Unutmayın, bazen kader değil, cesaret sonu değiştiren olur. Ve belki de en büyük mucize, bir gün demek yerine bugün sevmektir. Böylece asla gerçek olamayan dizi aşklarını sizlerle paylaşmış olduk. Gelecekte yeni konular ya da ünlülerin hayatlarında yaşanan sansasyonel olaylardan da anında haberdar olabilmek ve daha fazlası için kesinlikle bizimle olmanızı tavsiye ediyoruz, çünkü sayısız ünlü, merak edilen anekdotlar ve daha merak uyandırıcı detaylarla huzurlarınızda olacağız. Hoşça kalın.

Advertisements