Yaşasın yemek yemek! Bunu söylemekten keyif almayanımız yoktur. Yemek yemenin de yemek hazırlamanın da yemeğimizi sevdiklerimizle paylaşmanın da hayatımızda ne kadar önemli bir yer tuttuğunu ifade etmek için kelimeler yetersiz kalacaktır. İster şık bir restoranda, isterse bir hamburgercide ya da köfte ekmek satan bir seyyar tezgahında olsun dışarıda yenilen her yemek çok keyifli bir anıya dönüşebilsede evimizde kendimiz hazırlayıp yediğimiz ve paylaştığımız yemeklerin tadına ayrı bir doyum olmaz. Peki buraya kadar herşey çok güzel giderken neden keşke şunu yapmak daha kolay olsaydı dediğimiz durumlarla mutfakta sıklıkla karşılaşırız. Mesela o güzel bolonez soslu spagetti yapılırken, domateslerin kabukları daha kolay soyulsa. Örneğin patates kızartmalarımız çıtır çıtır ve az yağ çekmiş olsa. İşte bu gibi mutfak baş ağrılarını giderecek ve mutfağınızı daha keyifli hale getirecek bir takım ipuçlarıyla sizlerleyiz. Hazırsanız, başlayalım.
Haşlanmış yumurta
Kahvaltıların bir numarası, olmazsa olmazı haşlanmış yumurtanın kabuğunu soymak hiç bu kadar kolay olmamıştı. Evet yanlış duymadınız, haşlanmış yumurta kabuğu soymanın kolay yolu var. Hepimizin bildiği üzere, haşlanmış yumurta soyarken bir gün kabuk tek seferde kolayca yumurtadan ayrılırken ertesi sabah soyamadığımız için sinirlenip yumurtanın yarısını atarız kabukla birlikte. Yarından tezi yok, tek yapmanız gereken ise yumurtanızı haşlanması için suya bırakmadan önce bir iğne yardımıyla küçük bir delik açıp kaynatmaya başlamak olsun. Böylelikle yumurtanız hemen kabuğundan ayrılıversin.
Kaynayan tencere
İsterseniz tencerenin başında bekleyin isterseniz kısık ateşte kaynatın fark etmez. O tencerenin içindeki artık her neyse süt ya da çorba, mutlaka bir yolunu bulup taşacaktır. Tertemiz daha dün silinmiş ocağınızı da berbat bir halde bırakmayı da ihmal etmeyecektir üstüne üstlük. Fakat artık bu sizin için bir sorun olmaktan çıkmış bulunmakta çünkü o yadigar tahta kaşığınız imdadınıza yetişecek. Kendisini boylu boyunca tencerenin üzerine uzattığınızda, ne tencerenin içindekiler taşacak ne de sizin keyfiniz kaçacak. İpucu vermesi bizden, keyfini sürmesi sizden.
Kapkeklerin keki
Evde herkes kapkeklerinize bayılıyor, değil mi? Evin diğer bireyleri fırsatını bulsalar sizi fırının başından ayırmayacak ve sabah akşam kapkeklerinizi yiyecekler. Siz de aslında böyle iştahla yemelerinden çok keyif alıyorsunuz ve bazen keşke birisi istese de yapsam bir tepsi diyorsunuz. Hepsi iyi hoş da nedense bu kapkek canavarları kapkekin üstündeki çikolataları ve rengarenk şekerlemeleri yedikten sonra geri kalan kısmına pek bir burun kıvırıyorlar. Siz de aman telef olmasın, ama çöpe gitmesin diyip kremasız, şekerlemesiz dümdüz kek yemek zorunda kalıyorsunuz. Artık o devir kapandı çünkü herkes keyifle kapkekini bitirecek. Bundan böyle o dünya güzelleri kapkekleri kalıplarından çıkaracak ve tam ortasınndan ikiye böleceksiniz. Sonrasında üstüne koyduğunuz lezzetlerin bir kısmını da araya ekleyeceksiniz. Böylece ne kek kalacak ne kaloriler boş yere size yar olacak. Kazan kazan durumuna bundan sonra kapkek kazan diyeceksiniz.
Mangalda balık sorunsalı
Balık seviyoruz, balık tüketiyoruz. Balığı her türlü seviyoruz bir de bunun yanı sıra bazı balıklar da sadece belli pişirme teknikleriyle daha lezzetli oluyorlar. Küçük balıkları bol yağda çıtır çıtır tüketirken büyük balıkları ise ızgarada hazırlamayı seviyoruz. Buharda pişirsek de güzel oluyor balık, herkes bayıla bayıla yiyor. Buraya kadar hepsi tamam ama evin babası tutturuyor bir akşam diyor ki siz salatayı hazırlayın, ben mangalı yakacağım ve balıkları mangalda yapacağım. Önce güzelce ikna etmeye çalışıyorsunuz beyefendiyi, diyorsunuz ki “Hayatım,sen zahmet etme, ben hazırlarım.” İnadı inat, illa o mangal yakılacak ve güzelim balıkların yarısı mangalın telinde kalan yarısının yarısı da közlerin üstünde kalacak. Ne karınlar doyacak ne de keyifler yerine gelecek. Mangalın kokusu ve mutfağın dağınıklığı da yanında cabası olacak. Olacak diye kendi kendinize dertlenirken işte tam o noktada bu püf noktası devreye giriyor. Çünkü artık siz balığınızı direkt mangalın üzerine koymuyor, bunun yerine önceden ince dilimlediğiniz limonlarınızın üzerine yatırıyorsunuz. Böylelikle hem balığınız serin serin pişerken siz de tamamını afiyetle mideye indirmenin hazırlıklarını tamamlayıp, keyifle salatanızı kaşıklamaya başlıyorsunuz. Haydi o zaman şerefe!
Yumurtanın kabuğu
Sabah herkesten önce kalktınız çünkü bu sabah o sucuklu yumurta yenecek. Dün gece daha yatağa gitmeden aklınıza düştü bir kere. Hatta bu sabah uyanmak için sebebiniz ta kendisiydi desek abartmış bile olmayabiliriz. Sucukları tam sevdiğiniz kalınlıkta doğradınız. Her iki tarafını da güzelce pişirdiniz. Artık tek yapmanız gereken yumurtalarını kırıp kokusunu içinize çeke çeke tavayı masaya koymak. Peki bu kadar güzel bir Rönesans tablosunu kim bozuyor? Evet tam olarak tam yumurtanın kasten patlatmadığınız sarısının üstüne düşen yumurta kabuğu. İşte morallerin dibe, öfkenin tavana vurduğu o an. Kafalar karışık çünkü üzerinde kalas olmaz, almaya kalksanız sarı patlayacak. O zaman ne yapılacak? Gayet sakin bir biçimde en ideal parmağınız seçilecek ve ıslatıldıktan sonra sanki tereyağından kıl çekercesine tek hamlede sarının üstünden alınıp ait olduğu yere teslim edilecek. Afiyet olsun diyecektik ama siz çoktan sucuklu yumurtayı gömmüşsünüz bile.
Anne köftesi
En güzel köfte hangisidir sorusunun cevabı herkes için aynıdır, annemin köftesi. Bu olgunun detaylarına girmeyeceğiz, konu tartışmaya da kapalıdır. Anne köftesi dünyadaki bütün köfteleri döver. Tabii gün gelecek ve bayrağı taşımaya siz devam edeceksiniz. Sizin köfteleriniz için artık sizinkiler dünyanın en güzel köftesi ünvanını layık görecekler. Nasıl görmesinler ki elinizin lezzeti kimsede yok. Kimse de yokta bu köfteler neden şişim şişim şişiyorlar? Lezzeti tamam da ortası neden azıcık çiğ kalıyor? Arkadaşlarla kahve muhabetinde konuyu açıyorsunuz ama onlar da aynı dertten muzdarip. Meğer sadece sizin köfteniz değil bu yazıyı okumayan tüm annelerin köftesi tombulmuş. Bir sonraki kahve buluşmasında artık kabarık köfte konusunu tekrar açabilir ve arkadaşlarınıza çözümü öğretebilirsiniz. Çözümün aslında başparmağınızın ucunda olduğunu öğrendiğiniz an gelen rahatlama paha biçilemez olsa gerek. Kusursuz köfte için tek yapmanız gerekn, köftenizi yoğurduktan ve kızartmaya hazır hale getirdikten sonra tam ortasına başparmağınızla bastırmak. Ben bu köfteye imzamı da atarım demenin havalı bir yolu olsa gerek.
Kıymetli okurlarımız, bugün sizlerle mutfağınızda hayatınızı kolaylaştıracak sayısız ipucundan bazılarını paylaştık. Umuyoruz ki ilk defa duyduklarınızı hemen dener, daha önceden bildiklerinizle de haklı bir gururla övünebilirsiniz. Bir sonraki yazımızda tekrar buluşmak dileğiyle.